İşten atılan 305 arkadaşının tekrar işe iadesini taleplerinin en başına koyarak grevlerini sürdürmeleri emekçilerin hak arama mücadelesine önemli bir örnek teşkil ediyor.
15 Mayıs’tan bu yana THY çalışanları 3 Mayıs’ta sendikaları Hava-İş’in aldığı kararla İstanbul Atatürk Hava Limanın’da grevdeler. Grev kararı 24 Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri çerçevesinde çalışanların çalışma ve ücret koşullarının iyileştirlmesi için THY yönetiminin sendikanın taleplerini kabul etmemesinin ardından başladı.
Sosyalist Alternatif, 18 Mayıs 2013
THY yönetiminin sermaye taraftarı basının desteğiyle gereve karşı yürüttüğü bütün psikolojik baskı yöntemlerine rağmen Hava-İş grevin çoşkuyla sürdüğünü belirterek, greve katılımın artığını belirtiyor. THY yönetimi bir yandan grevin etkili olmadığını ve uçuşlarda herhangi bir aksaklığını söz konusu olamadığını idda ediyor. Öte yandan da 17 Mayıs’ta Hava-İş sendikasına yaptığı bir çağrıyla TİS’i imzalamaya çağırısında bulunuyor. Bunun üzerine sendika yapılan çağrıyı “toplu iş sözleşmesine UYUŞMAZLIK MADDELERİ çerçevesinde GÖRÜŞMELERİN KESİLDİĞİ NOKTADAN yeniden başlatılması çağrısı” olarak görmediğini belirterek, işletmenin bu tutumunu “THY A.O Yönetimi 5 ay önce İLK GÖRÜŞMEDE sunduğu teklifleri dayatmaktadır” şeklinde değerlendirdi. Ayrıca sendika görüşmelere her an hazır olduğunu belirterek geçen yıl işlerinden atılan 305 işçinin işlerine tekrar iadesinin en belirleyici uzlaşmazlık konusu olduğunun altını çiziyor.
AKP hükümeti geçen yıl meclise havacılık iş kolunda grevi yasaklanayan bir kanun teklifi sunmuştu. Bunun üzerine grev haklarını savunmak için Hava-İş’in çağrısı doğrultusunda THY çalışanları 29 Mayıs’a greve gittileri işletme tarafından işlerine son verilmişlerdi. Grev yasağı meclisten geçip yürürlüğe girdikten 5 ay sonra ekim 1012’de TBMM’de kabul edilen Sendikalar ve Toplu Sözleşme Yasasıyla tekrar kalktı. Fakat THY yönetimi işleri iade edilmeyen 305 çalışana karşı tavrını sürdürüyor.
2012 yılında 1 milyar TL’nin üstünde karı olan THY’nin 305 çalışanın işini haksız yere geri iade etmemesinin arkasında kuşkuz sendika ile inatlaşmasından daha fazla şey yatmaktadır.
Sendikalaşma ve buna bağlı olarak da grev hakkı emekçilerin patronlara karşı işyerinde en önemli kazanımı. Bu hak patronların üretim esnasında emekçiler üzerinedeki sonsuz hakimiyetini belli oranda sınırlar. Emekçiler bu haklarını yüzyılların mücadelesi sonucunda yasalarla güvenceye altına almayı başarmışlardır. Bu haklar, emekçi sınıfının var olan sömürü sisteminde sömürüye ve onun sistemine karşı mücadelesinde üretimden kaynaklanan güçlerinin büyüklüğünün en belirgin ifadesidir.
Bu yüzden sermaye sınıfının temsilcisi hükümetler sendika karşıtı yasalarla emekçilerin bu kazanılmış haklarını daima kısıtlamaya çalışırlar. Tek tek işletmelerde de patronlar işyerine sendika gelmemesi içi çabalar. İşten çıkarmalar patronların başvurdukları en etkili yöntemdir. Bununla hayatta kalmak için, elinde iş gücünden başka bir sermayesi bulunmayan emekçileri sürekli baskı altında tutarlar. THY’nın bir yandan işten çıkarılan 305 işçinin işe iadesini kabul etmezken, diğer yandan onları grev kırıcısı olarak kullanmak için tek tek arayıp işe çağırması bu çerçevede manidardır. THY böyle davranıyor, çünkü sendikalı olarak birlikte, yani kollektif olarak harket emekçi güçlüdür.
Hava-İş’in, THY yöneticileri tarafından işlerinden atılan 305 hava çalışanı emekçinin işlerine iadesini, taleplerinin en önemlisi olarak belirlemesi bütün emekçiler için önemlidir. Bu türkiye emekçi mücadelesi için emsal bir tavırdır. Sosyalist Alternatif her bir işten çıkarmaya karşı en son çalışan işe iade edilene kadar birlikte mücadeleyi savunuyor.
THY’da işten çıkarılan 305 çalışan işe iade edilsin!
Çalışanların bütün iş koşulları ve ücret iyileştirmesiyle ilgili talepleri kabul edilsin!