27 Ocak 2023
27 yıl önce İmia/Kardak krizi, Yunanistan ve Türkiye ordularını neredeyse askeri bir çatışmaya dönüşecek kadar sıcak bir olayda karşı karşıya getirdi. Bugün de gerginlik devam ediyor ve askeri bir çatışma çok yakın görünüyor. Yunanistan ve Türkiye arasında patlak verecek bir askeri çatışma muhtemelen bölgedeki diğer ülkeleri de (Kıbrıs, İsrail, Mısır, vs.) içine alacaktır.
Her iki ülkedeki ana akım medya, tıpkı 96’da olduğu gibi bir kez daha milliyetçi bir çılgınlığı teşvik ederek çatışmanın ardındaki gerçek nedenleri örtbas etmeye çalışıyor: Doğu Akdeniz’de keşfedilen petrol ve doğalgaz yatakları ile Yunan ve Türk elitleri arasındaki egemenlik savaşı. Hükümetler ve TV kanalları insanlara belli belirsiz zenginlik vaat ediyor ama gerçek şu ki bu yatakların çıkarılması kesinlikle çevresel bozulma, yıkım getirecek ve savaş ve çatışmalara yol açacak. Hükümetlerimiz, ikiyüzlü bir şekilde iklim değişikliğiyle mücadeleden bahsederken bir yandan da hararetle yeni maden çıkarma planları yapıyorlar.
Gezegen risk altında ama mali ve siyasi elitler petrol ve fosil gaz etrafında dönen jeopolitik oyunlardan kazanç sağlıyor. Petrol çıkarımı hiçbir zaman halklar için bir zenginlik kaynağı olmamıştır. Ukrayna’daki savaş ve enerji krizi yeşil dönüşüme yönelik taahhütleri çöpe atmış ve en yıkıcı enerji üretim biçimlerini yeniden masaya koymuştur: Petrol, fosil gaz, linyit, nükleer. Tüm bunlar, bölgemizi bozulmuş bir maden – ve nükleer – çöplüğüne ve patlamaya hazır bir barut fıçısına dönüştürme tehdidinde bulunuyor. Hakim neoliberal kapitalist modelde kaybedecek olanlar, çokuluslu petrol şirketlerinin karlarını, savaş endüstrilerini ve büyük güçler ile bölge hükümetlerinin hizmet ettiği çıkarları savunmak için öldürülmeye çağrılan halklardır.
Bizler, Akdeniz’in etrafındaki kara, deniz ve havayı paylaşan halklar, düşman değiliz, bölünecek bir şeyimiz yok, mühhasır ekonomik bölgeleri (MEB) ya da zaten oldukları yerde gömülü kalması gereken petrol yataklarını paylaşmak için savaşmamıza da gerek yok.
Halkların düşmanları büyük enerji şirketleri ve onlara hizmet eden hükümetlerdir. Bizim de barış, sosyal adalet ve özgürlük için mücadele etmemiz gerekiyor. Hidrokarbonların çıkarılması ve yakılması küresel iklim krizini hızlandırmakta, yoksulluğa, milliyetçiliğe, savaşlara ve ölümlere neden olmaktadır.
Bizler Ege ve Doğu Akdeniz’deki madencilik projelerini ve savaş çığlıklarını durdurmak için ortak bir hareket geliştirmek üzere Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs’taki çevre ve sosyal örgütlerle ortak bir girişim oluşturuyoruz. Bütün kolektifleri bize katılmaya ve her ilerici insanı bu çabayı desteklemeye çağırıyoruz.
Madenciliğe Hayır, Savaşa Hayır!
*”Μας Σκάβουν το Λάκκο-Kazma Birak-Kazı Yapma” girişimi hakkında
“Μας Σκάβουν το Λάκκο-Kazma Birak” girişimi Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs’taki 73 çevresel, sosyal ve siyasi kolektifin girişimiyle kurulmuş bir işbirliği projesidir.