Soma, Ermenek, Torunlar… Saymakla Biter mi?*

Views 721
Okuma Süresi2 Dakika

Soma, Torunlar, Ermenek, Yalvaç, Yığılca ve daha sayamadığımız ve aynı zamanda unutmadığımız, unutturmayacağımız nice işçi cinayeti…

Kar hırsıyla beslenen kapitalist sistem çarkları arasında işçileri acımazsızsa ezmeye devam ederken burjuvazinin bugünkü temsilcisi AKP Hükümetinin çalışma bakanı bize hakkını helal ettiğini söylüyor ve ‘helallik’ istiyor. Peki, hangi birisi için ‘helal’ edelim hakkımızı? 1941 yılından beri ölen 3000’den fazla madencinin ‘helal’liğini kim verecek? ‘Veda’ konuşmasına “Ben bir inşaat işçisinin oğluyum” diyerek başlayan Bakan Çelik’e inşaat iş kolunda sadece 2014’te ölen 423 işçi için kim hakkını ‘helal’ edecek?

Ekim 2013’te Soma’daki maden ocaklarında meydana gelen iş kazalarını araştırma amacıyla bir meclis araştırma komisyonu kurulmasını öneren soru önergesi, 29 Nisan’da TBMM gündemine getirilmesine rağmen AKP milletvekillerinin oylarıyla reddedilmesine kim ‘helal’lik verir?

Ya Ermenek? Ermenek’te katledilen 18 madencinin ailelerine verilecek evlerin tapu töreninde partililerin attığı “Türkiye seninle gurur duyuyor” sloganına karşı “Neyle gurur duyuyorsunuz? Bizim acımız var. Canlarımız gitti. Ne demek gurur duyuyorsunuz?” diyerek feryat eden Zeynep Tokat hakkını ‘helal’ eder mi?

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin istatistiklerine göre 3 Kasım 2002’den bu yana 15 bin 70 işçi katledildi. İş cinayetleri konusunda Avrupa’da ilk dünyada ise 3’üncü sırada yer alan Türkiye aynı zamanda 91 yıllık iş cinayeti rekorunu da kırdı. Burjuvazinin aşırı kar hırsı sonucu AKP hükümetinin uyguladığı taşeronlaştırma ve güvencesizleştirme politikaları nedeniyle her saat 80 iş kazası yaşanırken her gün 4 işçi iş kazasında katlediliyor.

Taşeron İşçi Sayısı 5 Kat Arttı

Yine İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği’nin istatistiklerine göre 1,5 milyona ulaşan taşeron işçi sayısı son 13 yılda 5 kat arttı. 91 yılın en büyük maden faciasının yaşandığı Soma’da 4 farklı türde alt taşeron sistemi uygulandığı ortaya çıktı. Üstelik yasak olmasına rağmen! Özal dönemiyle başlayan neo-liberal politikaların yılmaz savunucusu olan AKP hükümeti 2002’den beri adım adım bu politikaları hayata geçirdi. AKP ile sıçrama yapan taşeron sistemi ile işçiler bir taraftan sendikasızlaştırılıp güvencesizleştirilirken kıdem tazminatından da yoksun bırakılıyor. İş güvenliği ile ilgili tek laf eden işçi ise tüm haklarından yoksun olarak kendisini kapı önünde buluveriyor.

 ‘Kader’ mi ‘Fıtrat’ mı?

Taşeron çalıştırmanın en yaygın olduğu alanlardan birisi de inşaat sektörü. İnşaat iş kolunda yaşanan iş cinayetlerinin ardından yapılan yargılamalar da hükümetin iş cinayetlerinin ardından yaptığı ‘kader’ ve ‘fıtrat’ açıklamalar yapılan yargılamalarla örtüşür nitelikte. İstanbul Mecidiyeköy’de, 6 Eylül’de meydana gelen ve 10 kişinin katledildiği asansör faciasında Torunlar GYO’nun sahipleri hakkında takipsizlik kararı verildi. Asansör firması yetkilileri ve iş güvenliği uzmanlarının aralarında bulunduğu 25 kişi hakkında 22,5 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Ayrıca hazırlanan iddianamede çok önemli bir detaya da yer veriliyor: Aynı inşaat sahasında bir yıl içinde 20 defa iş kazası yaşandı.

Soma’da Tutuklular Mahkemeye Getirilmedi!

13 Mayıs’ta Soma’da meydana gelen ve 301 maden işçisinin ölümü ile sonuçlanan facianın sorumluları bir yıl geçmesine rağmen cezalandırılmadı. Bu yazı yazılırken henüz ilk duruşması yapılan ve davaya getirilmeyen 8 tutuklu büyük tepkilere neden oldu.  Ölen madenci yakınlarının tepkileri nedeniyle duruşmaya getirilmeyen tutukluların getirilmesi için dava 15 Nisan’a ertelendi.

28 Ekim’de Ermenek’te meydana gelen facianın üzerinden neredeyse 6 ay geçmesine rağmen dava ancak açılabildi.

Bu rakamların sadece rakam olarak kalmaması, hesabının sorulması için işçi sınıfının örgütlü gücü şart! Taşeron sisteminin çalışma hayatından sonsuza kadar çıkması, işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması sendikal örgütlülüğün yükseltilmesi dün olduğu gibi bugün de yakıcı bir ihtiyaç. Örgütlü işçi sınıfının gücü olmadan yaşanan iş cinayetlerinin önüne geçilmesi mümkün görülmüyor. Zira Erzurum’da TEDAŞ işçileri alınmayan önlemler nedeniyle gölette boğulmalarına rağmen yargı ölen işçileri suçlu bularak gerçeği bir kez daha hatırlattı: Adalet ‘Mülkün’ Temelidir.

*Bu yazı Sosyalist Alternatif Dergisi’nin 1. Sayısından alınmıştır.

Previous post On İki Yıl Bir Koltukta |İsmail N. OKAY
Next post Metal İşçisi Mücadeleyi Bırakmıyor!