Kshama Sawant’tan Bernie Sanders’e yanıt
Bernie Sanders 19 Kasım’da Georgetown Üniversitesi’nde demokratik sosyalizm hakkında konuştu. Kshama Sawant, (Seattle Belediye Meclisi – Sosyalist Alternatif üyesi) aşağıda çevirisini yayınladığımız bir video mesajıyla Sanders’e yanıt verdi.
Kardeşlerim,
Sosyalizm yükseliyor.
Sadece birkaç dakika önce, Bernie Sanders ABD’de emekçi kitlelere seslenerek demokratik sosyalizmden bahsetti. Yüzbinlerce kişi bu konuşmayı izleyecektir. Sosyalist fikirler için böyle bir seyirci ABD’de kaç nesildir görülmemiştir.
Bernie Sanders milyonlarca kişinin evlerini, işlerini kaybetmesine neden olan ve “iyileştirme” programlarından sadece yüzde 1’lik kesimin yararlandığı on yıllık bir ekonomik krizin ardından duyulan devasa bir değişim arzusuna ses verdi. Toplumda derin bir öfke var, çünkü siyasi gelişmeler tamamen büyük şirketlerin çıkarları doğrultusunda yönlendiriliyor; yapısal ırkçılık ve cinsiyetçilik olduğu yerde duruyor ve küresel ısınmayı engellemeye yönelik hiçbir belirleyici önlem alınmıyor.
Bunlara dayanarak söylüyorum ki kapitalizm başarısız bir sistemidir, hastalıklı ve çürüyen bir toplumsal sistemdir.
Peş peşe yapılan anketler 30 yaş altı kişilerin sosyalizmi ve kapitalizmi eşit oranda desteklediğini gösteriyor. Ulusal düzeyde Demokrat Parti destekleyicileri içinde sosyalizme destek verenler, kapitalizme destek verenlerin yüzde on iki üzerinde görünüyor.
Ama nedir sosyalizm?
Sosyalizm şirketlerin açgözlülüğüne değil, insana dayalı demokratik bir toplumdur. Sosyal, cinsiyet ve ırklar arası adaletin olduğu bir toplum. Siyah ve kahverengi olmanın önemli olmadığı bir dünya. İklim değişikliği krizini ciddiyetle ele alan bir dünya.
Böyle bir topluma nasıl ulaşabiliriz?
İklim değişikliğinin yarattığı büyük sorunu ele alalım: 90 şirket insanlık tarihindeki tüm karbon emisyonlarının üçte ikisinden sorumludur. Bunun tüm nedeni sınırsız kar etme hırsıdır. Kapitalizm gezegeni yok ediyor.
Tamamen yenilenebilir enerjiye dönmek ve fosil yakıtları ait oldukları yerde, toprak altında kalmaları için bu şirketleri demokratik kamu mülkiyetine geçirmemiz gerekir.
Sosyalizm Wall Street ve onun küresel kapitalist kumarhanesinin değil, yüzde 99’un kararları beraber aldığı bir işçi sınıfı demokrasisidir.
Ekonomimizi yöneten, siyasi sistemimizi kontrol eden ve doğayı aşındıran en büyük 500 şirket ve dev bankalar demokratik kamu mülkiyetine geçmelidir. Bu yolla, toplumun kaynakları bir bütün olarak toplum yararına kullanılabilir.
Büyük Alman sosyalist Rosa Luxemburg, insanlığın önündeki alternatifleri uzun zaman önce dile getirmişti: Geleceğin ya sosyalizm ya da barbarlıktan biri olacağını söylemişti.
Bugün küresel barbarlığın birçok biçimine tanık oluyoruz. Bu barbarlığı İslam Devleti’nin [(IŞ)İD] ortaya çıkışında ve Paris ile Beyrut’ta geçen hafta yapılan korkunç saldırılarda görüyoruz. Açgözlü petrol şirketlerinin küçük kartelleri adına ABD hükümeti tarafından Irak’ın barbarca işgalinde gördük.
Irak işgalinin yıkıcı sonuçları yanı sıra on yıllardır sürdürülen emperyalist politikaların sonucunda Ortadoğu’da toplumsal dokular parçalanıyor, bu da (IŞ)İD’in yükselişini hızlandırıyor ve dünya tarihinin en büyük mülteci krizini yaratıyor.
ABD’de de barbarlığın gölgesini görüyoruz, fahiş bir zenginliğin karşısında devasa bir yoksulluk ve Cumhuriyetçi Parti’den kaynaklanan göçmen karşıtı, ırkçı politikaların yükselişi.
Barbarlığa karşı bir alternatifimiz var: Sosyalist bir dünya.
Bernie (IŞ)İD ile mücadele koalisyonunu desteklediğini söyledi. Ancak tüm bu hükümetler yerel kapitalist egemen sınıfların çıkarlarını temsil etmektedir. Bir sosyalist olarak, bütün milletlerden ve bütün dinlerden (ya da dinsizlerden) oluşan emekçilerin hareketine ihtiyacımız olduğuna inanıyorum. Ortadoğu’da derin insani krize bir alternatif oluşturmak, hem (IŞ)İD hem de Batı emperyalizmine meydan okumak için Ortadoğu’daki ve tüm dünyadaki emekçilerin ortak çıkarları doğrultusunda bir harekete.
Bernie Sanders bugün Roosevelt, New Deal[1] ve sosyal güvenlik sistemi hakkında konuştu.
1930’larda Sosyal Güvenlik ve 1960’larda (kapsayıcı sağlık sistemleri olan – ç.n.) Medicare ve Medicaid zaferlerinin işçi sınıfının ve gençliğin büyük, tarihi hareketlerinin olduğu zamanlarda gerçekleşmesi bir rastlantı değildir.
1935 yılında, Sosyal Güvenlik sistemine geçildiği zaman, Amerika genelinde işçiler daha iyi bir yaşam için grevde idi. Oturma eylemleri ile sendikal haklarını kazanmak için savaştılar. Fabrikalarını işgal ettiler, yönetimlerini devraldılar ve sendikaları kazanana, talepleri karşılanana kadar fabrikaları geri vermeyi reddettiler.
Sosyal güvenlik sistemi zaferinin sahibi bu radikal emek hareketi, Amerikalı işçilerdir. Yaygın söylentinin aksine, Roosevelt başkanlığındaki iyiniyetli yönetici elit tarafından kendilerine hediye edilmemiştir. Gerçekte Roosevelt 1932’de göreve başladığında sosyal programları genişletme değil daraltmaya dayalı bir mali muhafazakârlık sözü vermişti.
New Deal’i kazanan işçi hareketine sosyalistler önderlik etmişti.
Benzer şekilde, sağlık sigorta sistemleri olan Medicare ve Medicaid de 1960’ların radikalleşmiş yurttaş hakkı hareketleri bağlamında kazanılmıştır. Jim Crow ırkçılığının grotesk vahşetine, linç hareketlerine ve ayrımcılığa karşı mücadele içinde; siyah aktivistlerin baskısıyla ve aynı zamanda Vietnam savaşına karşı gelişen hareket sayesinde kazanılmıştır.
% 99 için, toplumsal mücadelenin yeni bir siyasi güç inşası ile birlikte yürütülmesi gerekmektedir. Bernie Sanders’in kampanyası, son üç ay içinde 28.000.000 $ şirket bağışlarını reddederek toplaması aynı zamanda bağımsız işçi sınıfı siyaseti adına şirketler siyasetine karşı mücadele etmek için bir potansiyel taşıdığını gösterdi.
Bernie federal asgari saat ücretinin 15 dolara çıkartılması, tek mükellefli sağlık güvencesi, ücretsiz eğitim ve demokrasiyi savunmak için milyarderler sınıfının iktidarını alaşağı etme çağrısında kesinlikle haklıdır.
Bu nedenle Bernie Sanders’in başkanlığı kazanmasını ve milyarder sınıfının gündemini yerle bir etmesini istiyorum.
Ama kazanmak için, Bernie Sanders Hillary Clinton’ın kampanyasına ve Demokrat Parti aygıtına hâkim olan Wall Street’le ve tüm bu şirketlerle kapışmalı.
Kazanmak için, Bernie Sanders’in şirket bağışlarından bağımsız bir bütçeyle birlikte aşağıdan bir kitle hareketi ve bir örgütlenmeye ihtiyacı var. Emekçilerin kitle partisine ihtiyacı var.
Haydi, Cumhuriyetçi sağ kanata karşı ve büyük şirketlerle, Clinton Demokratlarından bağımsız böyle bir hareket ve böyle bir partiyi inşa etmek için bir araya gelelim.
Bu yarış, iki ilerici aday arasında gerçekleşen bir yarış değildir. Sanders 15 $ mücadelesini desteklerken, Hillary Clinton, Wal Mart yönetim kuruluna hizmet etti. Hillary Clinton, şahinlerin bir destekçisi olarak Irak müdahalesi lehine oy kullandı. Clinton Wall Street’in ve milyarderler sınıfının adayıdır.
Clinton emekçilerin ve ilericilerin desteğini hak etmiyor, sosyalistler tarafından desteklenemez.
Kazansın ya da kaybetsin, Bernie Sanders’in ilham verici kampanyası yeni kuşaklara sosyalist fikirleri yaymak, emekçilerin yeni bağımsız kitle partisini kurmak, Wall Street’in toplumumuz üzerinde yarattığı cendereyi yıkma kapasitesine sahip yeni bir hareket inşa etmek için bulunmaz bir fırsat sunuyor.
Milyarderler sınıfına karşı etkili bir mücadele yürütecek bir örgütlenme yaratabiliriz. Bu mücadelede bana katılın! Socialist Alternative’e katılın!
[1] 1933 ve 1938 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri‘nde yürürlüğe giren ekonomi ağırlıklı bir dizi yerli programdır. ABD Başkanı Franklin D. Roosevelt‘in ilk döneminde Kongre tarafından onaylanan yasaların yanı sıra başkanlık yürütme emirlerini de içermektedir. Programın asıl amacı Büyük Buhran sonrası ekonomik düzelmeyi sağlamaktır. Program “3 R” şeklinde özetlenmektedir: Relief, Recovery ve Reform (rahatlama, iyileşme, reform). Yani işsiz ve yoksullar için rahatlama; normal seviyelere gelerek ekonominin toparlanması ve tekrar çöküşü önlemek için finansal sistemin reformu amaçlanmıştır (ç.n.)