Artan Uzun Süreli Kuraklıkların Yıkıcı Beklentileri | Christian PISTOR

Covid-19’u başlatan ekonomik kriz nedeniyle, neo-kolonyal (yeni-sömürge) dünyada şiddetli açlık çeken insan sayısının yıl sonuna kadar neredeyse iki katına çıkması bekleniyor. Su, ekonominin birçok sektörü için gerekli olduğundan, kuraklıkların en maliyetli doğal afetler olması şaşırtıcı değildir. Kuraklıkların toplum için de geniş kapsamlı sonuçları vardır ve bu nedenle çatışmalar için potansiyel bir tetikleyicidir. Kapitalizm, küresel ısınma yoluyla mevcut su döngüsünü bozarken, bu hayati kaynağı kısa vadeli kazançlar için boşa harcıyor ve kirletiyor. İnsanlığın karşı karşıya olduğu zorluklarla baş edemeyeceğini her gün ortaya koyan bir sistem

Güney Avrupa: Yeni Ekonomik Kriz, Eski Yapısal Nedenler || Kollektif Analiz

Coğrafi ve kültürel benzerliklerin yanı sıra, Güney Avrupa ülkeleri de temel bir özellik olarak birleşik ve eşitsiz bir kapitalist gelişmeyi paylaşmaktadır. Bu, geniş Kuzey-Güney hatları boyunca hem Avrupa düzeyinde hem de ülkelerin kendi içinde, farklı bölgeler (örneğin Kuzey-Güney İtalya) arasındaki keskin sosyo-ekonomik uçurumlarla yapısal bölünmelerin temelini oluşturuyor. Bu bölünmeler, Avrupa entegrasyon süreci ve özellikle Avro Bölgesi tarafından sağlamlaştırıldı ve derinleştirildi. Bu, en açık biçimde, on yıl önce başlayan ve özellikle – sadece olmasa da (örneğin İrlanda) – Güney üye devletlerini etkileyen Avro bölgesi krizine yansımıştır. COVID-19 salgınının başlamasından önceki koşullar üzerine inşa edilen AB çapında yeni ekonomik kriz, bu bölünmeleri net sınıf çizgileri boyunca daha da acımasız bir şekilde su yüzüne çıkaracak. Bu durum karşısında en iyi yanıt, kıtadaki popüler sınıfların uluslararası dayanışma ve eşgüdümlü mücadelesi olacaktır.