KİTLE KARAKTERLİ BAĞIMSIZ SOL BİR GÜCÜN TAM ZAMANI!
|16 Nisan’da bir kez daha gördük ki pek ala güçlüyüz. Şimdi mesele bu dağınık gücün bir parti formatında ya da başka bir biçimde bir araya gelip, bu çürümüş sisteme sosyalist bir alternatif sunabilecek bir güç haline gelmesi.
AKP ve şürekasının OHAL koşullarında her türlü baskı ve engellemenin yanında devletin tüm imkanlarını babalarının/analarının mülkü gibi her türlü propaganda için kullanmaları da fayda etmeyince, anayasa değişiklik paketi 16 Nisan referandumunda büyük bir hile sonucunda çok küçük bir farkla geçebildi. Uzun süredir, yönetmek için ellerinde bir baskı rejiminin dışında başka aracı kalmayan iktidar, bundan sonra bu yeni anayasa maddelerinin kendisine sağladığı avantajlarla ayakta kalmaya çalışacak. Öyle görülüyor ki şimdilik referandum süreci boyunca toplumda yükselttikleri tansiyonu bir süre düşürme ihtiyacı içindeler. Belli ki, baskı, rüşvet, yolsuzluk, adam kayırmacı rejimlerini yüzde elliden fazla bir muhalif kesime karşı ayakta tutabilmek için yeni taktik, manevra ve planlar oluşturmaktalar. Şimdilik referandumun ardından toplumda büyük bir sessizlik hakim, fakat bunun önümüzdeki süreçlerde ortaya çıkması muhtemel büyük bir sınıfsal mücadele fırtınasının öncesinin sessizliği olduğu kesin.
Uzun süredir işçi sınıfının üzerinde büyük sonuçları olacak olan ekonominin çatırdayan sesini gizlemek ve gelmekte olan krizi geciktirmek için önlemden önleme başvuruyorlar. Örneğin, AKP şuan çalışan kesimin kıdem tazminatıyla patronları kurtarmak için kolları sıvamış durumda. Fakat hiçbir çaba gelmekte olan krizin önüne geçemeyecek. Belki bir nebze geciktirebilir fakat engelleyemez. Çünkü ekonomik kriz, kar hırsının hakim olduğu kapitalist sistemin bizzat özünden kaynaklanıyor.
Şuan işsizlik resmi rakamlara göre yüzde 13’e dayandı, hayat pahalılığı yüzde 12’lerle çoktan çift haneli oldu artık. Asgari ücret ise AÇLIK sınırının altında. Hükümet, sırtını dayadığı sermayedarların karlarına kar katmaları ve gerektiğinde onları krizden kurtarmak için çeşitli biçimlerde işçi sınıfının kesesinden direkt ya da dolaylı olarak kaynak koparıyor. Dolaylı vergiler bunların en açık örneği. Bugün ortalama bir işçi ya da memurun ödediği vergi ortalama bir patronun ödediği vergiden daha fazla. İktidarın sermaye sınıfına sağladığı, teşvik, hibe, vergi indirimleri gibi önlemlerle birçok şirket ki bunlar en büyükleri, bir kuruş bile vergi ödemiyor.
Kitle karakterli sol bir güç mümkün
AKP sermayedarların yani patronların bir partisi olmasına rağmen, halen, patronların sömürüsü altında ezilen bu emekçilerin ve yoksulların büyük bir kesiminin oylarıyla seçimleri kazanıyor. Fakat AKP’yi destekleyen işçi sınıfının bu kesimi, en geç ekonomik krizin sonuçları kendilerini vurmaya başladığında ve faturanın kendilerine kesildiğinin farkına vardıklarında, bunlara sırtını döneceklerdir. Bu yüzden, işçi sınıfının yüzünü dönebileceği ve bütün olarak kapitalist sisteme sosyalist bir alternatif sunabilecek, kitle karakterli sol bir gücün ortaya çıkması her zamankinden daha elzem.
Bu sadece elzem değil, aynı zamanda mümkün de. Önümüzdeki günlerde işçi sınıfının sınıf bilinci üzerinde etkileri olacak olan hızlı gelişmelere tanık olacağız. Referandumun resmi sonucu HAYIR olmasa da bunun nedeninin büyük bir hileden kaynaklandığı gerçeğinden dolayı toplumdaki muhalif kesimde yeniden bir moral ve özgüven oluştu. Buradan kavrayarak ve önümüzdeki günlerde ortaya çıkması muhtemel sınıfsal mücadeleleri de içine alacak bir perspektifi içeren OHAL ve sonuçlarına karşı ülke çapında başlatılacak geniş bir kampanya böyle bir gücün ortaya çıkması için hızlandırıcı bir işlev görebilir.
Şimdi, referandumun ardından, başta DİSK ve KESK olmak üzere diğer sendika ve meslek örgütlerinin çağrısı ve inisiyatifiyle böyle bir kampanyanın tartışılacağı ülke çapında bir konferans böyle bir sürecin başlatılması için ilk adım olabilir ve bunu yapmanın tam zamanı. Daha önemlisi, geniş bir çalışma ve mobilizasyonla işçi sınıfından, gençlerden, sendikalardan, sol örgütlerden ve diğer sosyal hareketlerden mümkün olduğunca çok insan böyle bir konferans için bir araya getirilebilir ve burada formüle edilecek gerek demokratik talepler gerekse de sosyal taleplerle yeni bir hareket ateşlenebilir.
Böyle bir sürecin içinde ortaya çıkabilecek olan, işçi sınıfının birliğini savunan, demokratik taleplerle sosyal talepleri bir biriyle bağlayabilen, bağımsız ve net bir sosyalist programa sahip bir güç, sadece bu kokuşmuş rejime gerçek bir alternatifi göstermekle kalmaz ayın zamanda tüm Orta Doğu’nun işçi sınıfı, yoksulları ve ezilenleri için gerçek bir umut ve ilham kaynağı olur.
SOSYALİST ALTERNATİF böyle bir gücün ortaya çıkması için çabalıyor ve böyle bir güç ortaya çıktığında bir parçası olacaktır. Bu çaba içerisinde sen de bizimle ol ve bize katıl!