Skip to content
Views 552
Kapitalizm 2008’den beri dünya çapında bir ekonomik krizin içinde. Bu kriz, kapitalizmin 80 yıldan bu yana girdiği en büyük kriz. Milyonlarca insan işten atıldı, sosyal güvenceler tahrip edildi ve insanlar yoksulluğa sürüklendi. Çevre tahribatı da daha tehlikeli biçimler almaya devam ediyor. Avrupa’daki kriz bitmek bilmiyor. Avro’nun iflasını, egemenlerin kapitlizm yanlısı politikaları önleyemeyecektir. Bunun da yine ülke ekonomilerinin ve halkların yaşam standardı üzerinde yıkıcı etkisi olacaktır.
Bu kriz er ya da geç Türkiye’yi de bütün hışmıyla vuracak ve milyonlar insan işsiz kalma tehtidiyle karşı kaşıya kalacaklardır. Şimdi bile Türkiye, korkunç düşük ücretlerle işi olan yoksullar ülkesi durumunda. Sosyalist Alternatif, yaşanan ve yaşanacak, ufacık bile olsa kötüleştirmeye karşı ve iyileştirme için kitlesel bir şekilde mücadele edilmesi gerektiğini savunuyor. Tek tek olarak değil, birlikte ve örgütlü bir şekilde. Bunun için toplumsal hareketler içinde aktif olmak zorundayız.
Zenginlerin ve ultra zenginlerin bir çok siyasi partisi mevcut. Emekçilerin de çıkarlarını politik olarak dile getirebilecekleri güçlü bir partiye ihtiyaçları var. Sosyalist Alternatif böyle bir sosyalist kitle partsinin kurulmasını savunuyor. Bu parti, çeşitli mücadele ve hareketleri birleştirerek toplumu, toplumun temelden dönüştürülmesi hedefini taşıyacaktır. Böyle bir partinin, günümüzde tanıdığımız sisteme adapte olmuş, yolsuzluklarla iç içe geçmiş, kapitalizim yanlısı partilerle en ufak bir benzerliği olmayacaktır.
Sendikalar emekçi sınıfın en önemli örgütlenmeleridir. Onlar olamadan emekçilerin gündelik ücret ve çalışma koşulların mücadelesi mümkün değildir. Türk-İş ve DİSK gibi sendika yönetimleri kapitalizmle barış halindeler. Ancak, biz demokratik ve mücadeleci bir sendika anlayışını savunuyoruz.
Bütün deneyimler gösteriyor ki; Kapitalizm barışçıl ve sosyal adaletin geçerli olduğu bir topluma dönüştürülemez. O yüzden iyileştirmler için verilen mücadele sosyalist bir toplum için verilen mücadeleyle birleştirilmelidir. Sadece emekçilerin ve gençlerin güçlü ve örgütlü bir hareketi kapitalizmi devirip yeni bir toplum kurabilir.
Sosyalizm, ekonomi dahil, bütün toplumun, çalışan nüfusun demokratik denetiminde ve yönetiminde olması demektir. Bunun için bankaların ve holdinglerin kamu mülkiyetine geçirilmesi lazım. Bu durumda kapitalist rekabet ve kar mantığının yerini, insanların ve doğanın ihtiyaçlarına uygun olarak elbirliği ile yapılan bir demoktatik planlama alır. Bunun eski Doğu Blok’u ülkelerinde ve Sovyetler Birliği’nde var olumuş olan Stalinist diktatötlüklerle hiç bir ilgisi yoktur. Oralarda toplumun üzerinde ayrıcaklı bir bürokrasinin hakimiyeti söz konusuydu.
Sosyalizme, ancak ve ancak enternasyonal çapta ulaşılabilir. Sosyalist Alternatif olarak, enternasyonal dayanışma ve direnişi savunuyor. Biz 45’in üstünde ülkede aktif bir mücadele veren, sosyalist bir dünya örgütü olan “İşçi Enternasyonali Komitesi”nin (ingilizce kısaltması, CWI) bir parçasıyız.
Kapitalizmi ortadan kaldırmakta başarılı olmak için emekçi sınıfın zaferlerinden ve yenilgilerinden ders çıkarmak zorundayız. Kuzey Afrika’daki devrimler ve ayaklanmalar, ani kitle hareketlerinin, egemenleri alaşağı ederek, devrimci durumlara neden olabileceklerini gösterdiler. Fakat, egemenlik ve mülkiyet ilişkilerinde başarılı ve kalıcı dönüşümlerin gerçekleştirilebilmesi, kitelerin güçlü ve etkili bir örgütlenmeye sahip olamasıyla mümkündür. Bu nedenle, bu fikirlerin, sol ve emekçi sınıf hareketleriyle buluşmasını sağlayacak; kendisini, yaklaşmakta olan mücadelelere hazırlayan enternasyonal bir Marksist örgüte ihtiyaç vardır. Biz, böyle bir örgüt inşaa etmek istiyoruz.