Hasan Kanay, Ilknur Turkmen, Mete Girne
Bildiğniz gibi Kıbrıs görüşmeleri 7 Ekimde kesildi.O günden beri nerdeyse Kuzeydeki tüm medya ve siyasi partiler Anastasiades’i suçlayarak onu görüşme masasına geri çağırdılar. Aynı zamanda Eroğlu da seneryolar üreterek Anastasiades’ in masadan kaçma sebebinin al ver sürecine girilmesinden dolayı olduğunu ileri sürmektedir. Belki de doğrudur. Her nekadar da KKTC hükümeti hiçbir sorumluluk almak isdemese de bu olayda mahsum değildirler.
Bunu söylerken Anastasides’ in doğru yaptığnı söylemiyoruz. Ama KKTC hükümeti ve parlamentodaki siyasi partilerin benzeri görülmemiş bir şekilde türkiyeye bu konuda destek vermeleri de kabul edilemez.
Güneydeki kapitalist çevrelerin görüşmeleri kesmek için kullandığı mazaret Türk savaş ve petrol arama gemilerinin Kıbrıs Cumhuriyetinin kara sularına gelmesidir. Bunu bizzat KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetleri tarafından 20 Ekim’de sismik araştırmalara başlayacaklarını açıklamalarına dayandırmaktadırlar. Ve de yapmaya başladılar.
Türkiye bölgedeki çıkarlarını kaybetme ihtimalı olduğunu fak ettiği zaman bunu kaybetmemek için bölgeye savaş gemilerini yollayarak kriz ortamı yarattı. Bugün Türkiyenin yaptıkları yeni bişey değildir.
Bunun en iyi göstergesi 2011 de imzalanan ve Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığına (TPAO) KKTC’de sismik araştırma yetkisi veren antlaşmayı imzalamışdır. Ama buradaki en çarpıcı nokta 2011 de CTP ve TDP’ nin buna onay vermeyip bu deklerasyonu imzalamamalarıydı. Sbep olarak da bu antlaşmanın Kıbırıs Türkünü çıkarlarına olmadığını ayni zamanda çözüm sürecini olumsuz etkileyeceğini öne sürmüşlerdir. Ama her nasıl olduysa CTP bugün bunu uygulamaya koyan ve de destekleyen parti pozisyonuna gelmiştir Kaldı ki bununlada yetinmeyip Dışişleri Bakanı Nami tarafından bu izni Türkiyeye onların verdiğini,Türkiye’yi sismik araştırma yapması için KKTC nin çağırdığı açıklamasını yapmışdır.
CTP koalisyon hükümetinin aldığı kararlar göç yasasını uygulamaya koyma devlet çalışanlarından kesintiler yapma özelleştirme gibi uygulamalar CTP’ nin vizyonunu değiştirerek Kıbrıs Türk işçi sınıfının çıkarlarını koruma yerine Türkiye kapitalislerinin çıkarlarını korumaya başlamıştır.
Malesef CTP gibi solda olduklarını idda eden partilerin birçoğu da Anastasiades’i suçlamakla yetindi ve Anastasiades’i görüşme masasına çağırdı. Hiçbiride Türkiyenin yaptığını eleştirmedi. BKP dışında hiçbir sol parti türkiye ve KKTC hükümetini eleştirmedi. Özellikle de parlementodaki siyasi partiler Türkiyeye savaş ve araştırma gemilerini geri çek demedi. Bunun yerine kolay yolu seçip Anastasiades’i suçladı. KKTC hükümeti AKP hükümetinin söylediklerini destekledi.
Bu da bize gösteriyor ki Kıbrıs Türklerinin tüm çalışanlarını kucaklayacak ve Türkiyenin direktiflerine karşı dimdik ayakta duracak, türkiyenin yanında değil Kıbrısta çalışan kesmin yanında olacak Kıbrısın birleşmesi için savaş verecek, kapitalistlerin ve uluslararası şirketlerin değilde çalışanların çıkarları için savaş verecek bir partiye ihtiyacı var.
Şu anda ihtiyacımız olan parti ayakta durup aşağıdakileri söyleye bilmeli:
- Türkiye savaş gemilerini hemen geri çek!
- 2011de türkiyedeki, Türk Petrolleri Anonim Ortaklığıyla yapılan antlaşmanın hemen iptalini isteyecek
- Türkiye ile yapılan tüm protokolları ve dayatma paketleri red edecek
- Göç yasalarını ve bizi göçe zorlayan paketleri kabuletmeyecek
- Türkiyeye kıbrısdan çık diyebilecek – barış içinde yaşayabilir adaleti bir çözüm.
Görüşmelerin ne kadar kolayca kesildiğine bakacak olursak baştaki düzen partilernin temsil etikleri kapitalislerin çıkarlarına dokunulduğu anda görüşmeleri berhava edebilirler. Eğer Kıbrıs sorununu halletmek isteselerdi bunu çok yıllar önce yapabilirlerdi, ama tam tersini yaptılar. Her birkaç senede bir liderlerden biri o ve ya bu sebepten dolayı durdurdu . Sonra tekrar başladı ve şimdi de aynısı oluyor. Bu da gösteriyor ki antlaşmaya niyetleri yok.
Gayet açıktır ki bu Hükümet ve Cumhurbaşkanı bizi temsil etmiyor.
Biz Kıbrıslı Türklerin başka bir görüşme sürecine ve de başka bir sisteme ihtiyacımız var.
Kıbrıs Türk Solu ve sendikaları güneydeki solla ve sendikalarla işbirliği yapıp beraber çalışmaları gerkir. Yeni bir oluşuma gidip kıbrıs sorununa çözüm bulup başka bir sisteme geçmeliyiz.
Kıbrıslı Türklerle Kıbrıslı Rumlar nasıl bir çözüm istediklerini konuşup tartışmaya başlamalıdırlar .
Garantörsüz siyasi eşitliğe dayalı karşılıklı saygı içinde yeni bir Kıbrıs yaratmak için çaba harcamalıyız.
Bulunacak çözümün kapitalistler ve uluslararası şirketlerin çıkarına değil , Kıbrıslı çalşan kesimin çıkarına olması gerkir.
Kıbrısın doğal zenginlikleri Kıbrıslı çalışanlar aittir.
Bu yazı CWI’ın Kıbrıs seksiyonunun web sayfasından alınmıştır.
Türkiye savaş gemilerini hemen geri çek