AKP bu seferde kapitalistlerin çıkarları ve kendi muhafazakar ideolojisi doğrultusunda yeni bir paketle kadın emeği üzerinden saldırıya hazırlanıyor.
“Doğum izni 18 haftaya çıkacak, çok çocuklu anneler az mesai yapacak, evlenecek olan çiftlere destek verilecek.” Ali Babacan’ın “girişimiyle” sunulan Aile Destek Projesi, kadını nasıl eve kapatırız, nasıl ücretli kölelik sistemine daha çok ucuz iş gücü sağlarızın altyapısını hazırlıyor! Kadınlar ekonomide erkeklerin istediği kadar yer alsın, evden çıkmasın, elini eteğini toplum ve yaşamdan çeksin politikası senelerdir süren manipülasyonlarla hukuki geçerlilik kazanıyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve Kalkınma Bakanlığı’nın birlikte çalıştığı “çocuk teşviki” paketi mayıs ayında Başbakan Erdoğan’a sunulmuştu. AKP, uzun süredir üzerinde çalıştığı “Kadın İstihdamı ve Doğum” paketini tamamladı. Akşam gazetesinin haberine göre Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın aylardır üzerinde çalıştığı paket, hükümetin Demokratikleşme Paketi’nden sonraki “en iddialı ve güçlü çalışması” olarak tanımlanıyor. Tamamlanan paketin, yılbaşına kadar Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanması ve yerel seçim öncesi kadın seçmenlere “müjde” verilmesi amaçlanıyor. (Radikal İnternet/14.10.2013)
Projenin temelinde Fransız örneği esas alınarak, esnek çalışma ve çocuk sayısına göre değişen modelleme yapılacak. Paketteki başlıklar ise şöyle sıralanıyor:
Doğum izni 3 ay artıyor,
Kariyere özel düzenleme,
Hamileye ve yeni anneye tayin yok,
Yarı zamanlı çalışma hakkı,
Evlenecek olan çiftlere kredi desteği veriliyor.
AKP’nin muhafazakar politikalarıyla burjuvazinin neoliberal ihtiyaçlarının uyumu!
Kadın’ı eve hapsedip çocuk doğurtarak ücretli kölelik sistemine yeni neferler ürettiren, erkeğe daha fazla bağımlı hale getiren kapitalist sistem, tüm bunlar yetmiyormuş gibi, kadını etinden sütünden yavrusundan faydalanılacak bir varlık olarak görmekten de geri durmuyor. Her fırsatta en az 3 çocuk diyen Başbakan, şimdi de bu politikasını yasa tasarıları ve paketlerle hayata geçiriyor.
AKP bir taraftan paketteki; evlenecek olan çiftlere maddi ve sosyal destek sağlanacağının garantisinin vererek hem kadınların çocuk doğurmasını mali destekle teşvik etmek istiyor ve psikolojik taktik kullanarak sosyal devlet imajı oluşturmaya çalışıyor. Bir taraftan da haksızlığa başkaldırmayacak itaatkar bir kuşak yetiştirilmesi amacıyla rızası satın alınmış aile kurumu devreye sokulmuş oluyor.
Bakın “Aile destek paketi” için Türkiye’nin en büyük sanayi odası konumundaki İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan ne demiş: ““Son dönemdeki düzenlemeler kadınların lehine gibi görünüyor ama bence yanlış bir etkisi olabilir. Genişletilen haklar, kadın istihdamını zorlaştıran adımlardır. Bence buna kadınlar karşı çıkmalı. Böyle giderse, işverenler işe eleman alırken ‘kadın mı erkek mi’ diye düşününce, erkekten yana bir ayrıma gelebilirler. Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı zaten düşük seviyelerde. Bizim, hem kadın çalışan sayımızı hem kadın girişimci sayımızı artırmamız gerekiyor.”
Pek tabii ki bir işveren temsilcisi olan İSO başkanının kaygısı, kadının ezilmişliği, itilmişliği ve metalaştırılmışlığı değil. Onun derdi ve hükümetten arzusu sadece AKP’nin kadın üzerinden muhafazakar politikalarının burjuvazinin neoliberal ihtiyaçlarına en iyi biçimde uydurulması ve toplumun en az yarısını oluşturan bir kesimin ev dışı üretim sürecinden kopması durumunda bunun kapitalistler açısından sonuçları.
Neoliberal politikaların hayatlarımıza giderek artan müdahalesi sonucunda, kadınların ev içi emeği giderek daha da fazla sömürülürken, evin dışında çalışma imkânları azalıyor. Elbette bunun anlamı, tüm kadınların ev dışındaki çalışma yaşamından dışlanmak istenmesi değil. Fakat güvencesizleştirme ve esnek çalışma uygulamalarıyla kadın emeğinin maliyeti düştükçe, zor koşulların söz konusu olduğu alanlarda kadınların istihdam edilmesi ve emeklerinin daha da fazla sömürülmesi söz konusu.
Ayrıca ‘güçlendirme’ ve ‘kadın girişimciliğini arttırma’ adına sağlanan ufak tefek krediler, hem yoksul kadınların emeğini piyasaya entegre ederek kar oranını artırmayı hem de yoksulluk çilesini “katlanılabilir” boyutlarda tutmayı hedefliyor.
Sonuçta, kimi kadınlar aile kurumunun himayesine (ya da şiddetine) terk edilirken, kimi kadınlar da “cinsel ve sosyal özgürlüğünü kazanmış bireyler” olarak piyasanın içine itiliyor. Ayrıca sosyokültürel ve ekonomik refah koşulları farklı olan kadınların birbirlerine yabancılaşması ve kutuplaşması sağlanıyor.
Esnek çalışma paketiyle birlikte kadınları iş yaşamından uzaklaştırarak eve kapatmaya çalışan AKP hükümeti, bir yandan kadınların düzenli istihdamının da önünü kesmiş oluyor. Doğumdan sonra 2 yıl boyunca kadını eve gönderen hükümet, çocuğun tüm bakımını ve evin yükünü de zaten yorgun ve horlanmış olan kadının üzerine yüklüyor. Ülkemizde kadınlar işsizlik sorunuyla yüz yüze kalıyorlar. Kadınların iş yaşamından doğum izniyle 2 yıl gibi bir süre uzak kalmasının üzerlerinde yaratacağı büyük ekonomik ve psikolojik sıkıntılar da konunun bir başka boyutu.
Sonucu daha fazla sömürü, daha fazla eşitsizlik, daha fazla erkek egemenliği olacak olan AKP’nin bu paketine karşı güçlü bir direniş göstermeliyiz. Sendikalar, muhalif kadın örgütleri, demokratik kitle örgütleri vb. sömürüye karşı duran bütün kesimlerle birlikte aynı “Gezi Direnişi”nde olduğu gibi güçlü bir direniş göstererek hem AKP’nin bu paketini durdurmak hem de erkek egemenliğine, eşitsizliğe, emeğin sömürüsüne karşı kendi taleplerimiz kabul ettirmek için demokratik hakkımızı kullanarak sokağa çıkmamız gerekiyor.
Taleplerimiz için sokağa:
- Kadın İstihdam Paketi yasa tasarısı geri çekilsin!
- Çocuk bakımı sadece kadının işi değildir, erkekler için de bakım izni!
- Her işyerinde yeterli donanıma sahip bedava kreş zorunluluğu!
- Kadın emeği üzerinden sömürüye hayır; eşit işe eşit ücret!
- Esnek, güvencesiz, taşeron, kuralsız çalışma gibi emek sömürüsü üzerinden karı en yüksekte tutmak için çıkarılmış bütün yasalar geri alınsın!